06/05/2025
"BİR SALON DEĞİLDİ KAPATILAN, BİR MAHALLE, BİR HAYAL, BİR ADALETTİ..."
Ben Doğan Altıntaş.
Bu satırları yazmak benim için bir zorunluluk değil, bir vicdan borcudur.
Çünkü kapısına mühür vurulan sadece bir düğün salonu değil, bir ilçenin ortak sevincidir.
Gülüşlerin yankılandığı, halayların çekildiği, duaların yükseldiği yerdi Ufuk Düğün Salonu.
Ama şimdi... sessizlik var.
Bir karar, bir imza, bir suskunluk yetti.
Halkın Salonuydu Bu.
Parası olmayanın da çocuklarını gelin ettiği,
Komşuların yemeğini birlikte pişirdiği,
Gelin arabasının konvoyla geldiği,
Sade ama gururlu, mütevazı ama onurlu düğünlerin mekânıydı.
Burada zengin-yoksul ayrımı yoktu.
Burada siyaset yoktu, salt sevinç vardı.
Burada ses vardı; halkın sesi, müziğin sesi, hayatın sesi…
Ve o ses şimdi susturuldu.
Neden mi?
Resmi gerekçe: “Canlı müzik izni yok.”
Gerçek: Aynı durumda olan başka işletmeler dururken,
Bizim kapımız kapatıldı.
Biz randevu sırası beklerken, mühür hazırdı.
Biz eksikleri tamamlarken, karar çoktan verilmişti.
Bu bir uygulama değil, bir seçimdi.
Ve o seçim ne yazık ki adaletten, vicdandan yana yapılmadı.
Ben kimseye hakaret etmiyorum.
Çünkü hakikat yeterince ağır bir kelimedir.
Ama şunu yüksek sesle söylüyorum:
Halkın sesini kısmak, sadece düğünleri değil, adaleti de susturur.
Kime süre verilirken, kime verilmediğini herkes gördü.
Kim korunurken, kim gözden çıkarıldıysa, tarih yazacaktır.
Ben düşmanlık değil, eşitlik istedim.
Hakkımı değil, herkese adil uygulamayı talep ettim.
Ama gördüm ki bazen en yüksek ses, sessizliktir.
Ve o sessizliğin dili halkın kalbinde yankılanır.
Ey Havza Halkı,
Bugün ben konuşuyorum.
Yarın bir başkası da aynı adaletsizlikle karşılaşabilir.
Çünkü mesele sadece bir salonun kapanması değil,
Vicdanın kapatılmasıdır.
Düğün yapacak ailelerin çaresizliğini,
Borçlanmadan evlenmek isteyen gençlerin umudunu,
Anasının beyaz örtü ördüğü kızların hayalini görmeyen bir anlayış,
Toplumu değil, makamı yaşatır.
Ama halk unutmaz.
Unutmaz, kimin yanında kim vardı.
Unutmaz, birilerinin mühür bastığı yere, başkalarının halay çektiğini.
Ben salonumu geri istiyorum demiyorum.
Ben halkın hakkına sahip çıkıyorum.
Ben tek bir şey istiyorum:
Adaletin herkese aynı işlemesi.
Aksi hâlde, biz düğün yapamazsak,
Yarın kimse bayram da kutlayamaz.
Çünkü adalet bir kapı gibidir:
Bugün birine kapanırsa, yarın herkese kilitlenir.
Son sözüm şu:
Biz bu ilçenin çocuğuyuz.
Biz buraya düğünle geldik, düğünle büyüdük.
Makamlar geçer, adlar silinir,
Ama halk kimin haklı olduğunu unutmaz.
Ve bir gün yine müzik çalacak…
Ama bu kez sadece bir salonda değil,
Vicdanlarda çalacak o melodi.
Saygıyla,
Doğan Altıntaş
Ufuk Düğün Salonu İşletmecisi
Havza – Samsun